Türk Edebiyatında Aile Konulu Romanlar

Aile romanlarının geçmişi eski destanlara kadar uzanır.  Destanlar bizlere Kral'ın, Han'ın, Şah'ın ailesinin hikayesi anlatılır bir anlamda. Kralların hikayelerini anlatan eski destanlar  aile romanlarının başlangıcı denilebilir. 
Toplumun küçük bir modeli olan aileyi anlatan romanlar kimi zaman tek bir kuşak aileyi anlatırken, kimi zamanda birkaç kuşak boyu aileyi anlatırlar.  Aile romanları sadece o aileyi anlatmaz, aynı zamanda anlatılan o dönemdeki; o toplumu, o milleti, o devleti de anlatır bizlere. Türk edebiyatında aileyi, aileni kuşaklarını anlatan çok sayıda roman bulunmaktadır. İşte,  basım yılına göre sırayla; Türk edebiyatında aile konulu romanlar arasından seçtiğimiz romanlar... 

1. Kiralık Konak

Türk Edebiyatında Aile Konulu Romanlar

Yakup Kadri Karaosmanoğlu
İletişim Yayınları, 232 sayfa
Basım Yılı: 1922

Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Kiralık Konak romanı, MEB 100 Temel Eser Listesinde bulunan bir romandır. 
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, ilk romanı olan Kiralık Konak'ta toplumumuzda Batılılaşma ile birlikte kuşaklar arasında meydana gelen düşünce, duygu ve dünya görüşü ayrılıklarını, toplumsal çözülüş kavramını temel alarak, bir konağın dağılışı etrafında verir. Satılığa çıkarılan konağın, bu değişimle farklı yerlere savrulmuş bazı kişileri, Tanzimat'tan Meşrutiyet'e uzanan bir kopuş süreci içinde, istanbulin giyen, ölçülü ve namuslu kişiler olmaktan çıkıp, sırtlarına geçirdikleri redingotlarıyla -romancının deyişiyle- "riyakar, yarı uşak ve adi" bir kuşağın temsilcisi haline gelirler.


2. Yaprak Dökümü


Aile Temalı Türkçe Romanlar

Reşat Nuri Güntekin
İnkılap Kitabevi, 160 sayfa
Basım Yılı: 1930

Yaprak Dökümü'nde Reşat Nuri Güntekin, bir memur ailesinin gelir darlığı ve ahlak düşkünlüğü içerisinde parçalanıp çöküşünü, ustalıklı bir dille anlatıyor. Toplumsal yönü ağır basan bir roman. Eski görenek ve ahlak anlayışına bağlı kalan bir küçük bürokratın, değişen sosyo-ekonomik koşulların berillediği yeni hayatını yadırgaması başarıyla sergileniyor.


3. Bir Türk Ailesinin Öyküsü

Türk Edebiyatında Aile Konulu Romanlar

İrfan Orga
Everest Yayınları, 415 sayfa
Basım Yılı: 1950

Osmanlı İmparatorluğu'nun çalkantılı son dönemlerinden, Birinci Dünya Savaşı'nın yıkıcılığına uzanan bir öykü. Varlıklı bir ailenin adım adım yoksulluğa ilerleyişinin, bir arada kalma mücadelesinin, mantığın ve deliliğin çarpıcı anlatımı.

Bir Türk Ailesinin Öyküsü, İrfan Orga'nın samimiyetle, romansı bir üslupla kaleme aldığı anıları...

"Hayatım boyunca okuduğum en bize ait öykülerden birini içtenlikle, doğallıkla ve sıcacık bir kalemle sunan bu kitap beni yıllarca bırakmadı. Ben de kitabı bırakamadım. ." - Ayşe Kulin
"İrfan Orga'nın vatanına, kültürüne, diline ve edebiyatına ta uzaklardan yaptığı bu hizmeti gecikmiş alkışlarla anmalıyız." -Talat S. Halman
"Kaybedilmiş sevgilerin acısını dile getiren, kederli ve olağanüstü güzellikte bir öykü; 20. yüzyılın en muhteşem anılarından biri..."
- Caroline Moorhead, The Independent


4. Eskici ve Oğulları

Aile Temalı Türkçe Romanlar

Orhan Kemal
Everest Yayınları, 378 sayfa
Basım Yılı: 1962

Orhan Kemal'in Eskici ve Oğulları romanı, MEB 100 Temel Eser Listesinde bulunan bir romandır. 

Türk edebiyatının büyük ustası Orhan Kemal, en yetkin kitaplarından biri olan Eskici ve Oğulları'nda ekonomik koşulların nasıl da aile bağlarını zorladığını ele alıyor. Edebiyatımızda her zaman emeğin, umudun, aydınlığın yanında tavır almış olan Orhan Kemal, insan eliyle kurulan çarpık düzenin nasıl da insanın kendini yozlaştırdığını en iyi dile getiren yazarlarımızdan biri. Eskici ve Oğulları, ekonomik zorluklar nedeniyle çözülmenin eşiğine gelmiş aile ilişkilerini tüm canlılığıyla gözler önüne seriyor.
Orhan Kemal'in kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz bırakır, okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve iyimserliği yeniden kazanmamız için yol gösterir bize. Edebiyatımızın en değerli ustalarından biri olan Orhan Kemal'in kitaplarını yayımlamaktan onur duyuyoruz.

Türk edebiyatının en usta kalemlerinden Orhan Kemal, Eskici ve Oğulları kitabında ekonomik zorlukların aile ilişkilerine olan etkilerini ele almıştır. Orhan Kemal'in en çok okunan kitaplarından biri olan Eskici ve Oğulları'nı henüz okumadınız mı? Daha fazla vakit kaybetmeden hemen sepetinize ekleyin. Eskici ve Oğulları kitabını okuduktan sonra Orhan Kemal'in ne kadar usta bir yazar olduğunu bir kez daha göreceksiniz.

 

5. Yenişehirde Bir Öğle Vakti

Türk Edebiyatında Aile Konulu Romanlar

Sevgi Soysal
İletişim Yayınları, 272 sayfa
Basım Yılı: 1973

Sevgi Soysal, 1974 Orhan Kemal Roman Ödülü'nü kazanan Yenişehir'de Bir Öğle Vakti'nde, çok boyutlu bir toplumsal kesiti sanki hiç zorlanmadan edebiyata aktarmış gibidir. Gözlemlediği
alabildiğine gerçek insan portrelerini, birbirinden kopukmuş gibi duran hayatlarından alıp, zekice bir kurguyla buluşturur. Bu çerçevenin içine de, Ali, Doğan ve Olcay'dan oluşan bir üçgen
kurar; o dönemin sorularını, abi-kardeş, arkadaş ve sevgililik ilişkileri üzerinden yansıtır. Ve ortaya, insanın "sol" tarafını sağlam kılan bir roman çıkar.

 

6. Cevdet Bey ve Oğulları

Aile Temalı Türkçe Romanlar

Orhan Pamuk
Yapı Kredi Yayınları, 644 sayfa
Basım Yılı: 1982

Orhan Pamuk’a ilk ününü getiren bu büyük roman İstanbullu bir ailenin yetmiş yıllık serüvenini hikâye ediyor. Yazarın “Ülke, Aile, Roman” üzerine sonsözüyle...

Nişantaşlı bir ailenin 20. yüzyılın başından itibaren üç kuşak boyunca serüvenlerini anlatan bu kitap ev içlerinin renklerini, zamanın akışını, günlük sıradan konuşmaları akılda yer eden kahramanlar aracılığıyla saptarken, okura geleneksel romandan alınacak hazları bütünüyle veriyor. Abdülhamit döneminin son yıllarında, İstanbul’un ilk Müslüman tüccarlarından küçük dükkân sahibi Cevdet Bey’in tutkusu, hem işlerini büyütmek, zenginleştirmektir hem de “Batılı anlamda” çağdaş, modern bir aile kurmak. Kökü taşraya uzanan geleneksel ailesini bir yana bırakarak bu isteklerini gerçekleştirmeye girişen Cevdet Bey’in ve oğullarının hikâyesi, bir anlamda modernleşme uğraşı içindeki Türkiye Cumhuriyeti’nin özel hayatının da hikâyesidir. Ev içlerinin, yeni apartman hayatının, Batılılaşan büyük ailelerin, Beyoğlu’na çıkıp alışveriş etmelerin, radyo dinlenen pazar öğleden sonralarının dikkat ve sevgiyle anlatıldığı bu panoramik roman, Orhan Pamuk’a hak ettiği ünü getiren olgun bir ilk kitaptır.

“Pamuk adeta okurun elinden tutup onu kendi dünyasında dolaştırıyor, birbirinin içine geçen sahnelerle, karşılaşmalarla ve konuşmalarla her şeyi en ince ayrıntısına kadar çözümlüyor.”

Frankfurter Allgemeine


7. Gece Sesleri

Türk Edebiyatında Aile Konulu Romanlar

Ayşe Kulin
Everest Yayınları, 265 sayfa
Basım Yılı: 2004

Çağdaş Türk edebiyatının en sevilen, en çok okunan yazarlarından biri olan Ayşe Kulin, Gece Seslerinde kapalı bir yapısı olan Anadolulu Türk ailesinin gizlerini kurcalıyor.

Egeli büyük bir ailenin kuşaklardır içinde gizlediği sırların peşinde akan bu roman, şaşırtıcı olay akışıyla olduğu kadar ustalıklı kurgusuyla da okuru nefes kesen bir serüvene sürüklüyor.

Özünde bir ana-kız romanı olan Gece Sesleri, bir yandan ailenin bu çok tartışmalı ilişkisini gözler önüne sererken, bir yandan da Türk toplumunun yaşadığı derin sarsıntıları dile getiriyor.

Yakın tarihin simalarını ve tarihini kurguyla gerçekliği en mükemmel biçimde harmanlayarak ele alan Ayşe Kulin, Gece Sesleri'nde de yüz binleri bulan okurları için neden vazgeçilmez bir yazar olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

 

8. Şeytanın İflası, Sırça Tuzak

Aile Temalı Türkçe Romanlar

Nermin Bezmen
Doğan Kitap, 416 sayfa
Basım Yılı: 2008

Kötü ile iyinin binlerce yıldır süren mücadelesi...

Nermin Bezmen bu mücadeleyi çok satan romanı Sırça Tuzak'ta, Vardar ailesinin iç hesaplaşmaları üzerinden anlatıyor.
"Kimsin?" diyebildi, kendinin bile duymadığı bir sesle. Belki de hiç çıkmamıştı kelimeler dudaklarından, bilemiyordu. Bu bir kabus olmalıydı. Gözünü bir kez daha kapadı ve açtığında, her şeyin normale döneceğini umdu. Ama hayır. Üstelik diğeri sorusunu duymuş olmalıydı. Bir adım daha yaklaştı Selçuk'a. Şimdi çıplak bedenleri neredeyse birbirine değiyordu.

"Niye bu kadar şaşırdın?" dedi yaratık, derin bir oluktan gelir gibi yayılan sesiyle. "Yıllardır içinden benimle konuşup duruyorsun zaten. Artık görmeyi hak ettin."

"Kimsin?"

"Şeytanına merhaba de Selçuk Vardar."

Nesillerin çabalarıyla büyüyüp devleşmiş bir sanayi imparatorluğu... Artık bu imparatorluğun yönetiminde söz sahibi olmaya aday genç kuşak Vardarlar... Ve içlerinden biri; hırslı, kıskanç, megaloman, küstah, yalancı... Ruhsuz varlığını, arsız hayallerini Vardar imparatorluğuna tek başına sahip olmaya adamış, bu amaca ulaşmak için yoluna çıkan her şeyi ve herkesi ezip geçmeye kararlı, "şeytan"ıyla buluşan bir adam...


9. Asi... Asi

Türk Edebiyatında Aile Konulu Romanlar

Ayla Kutlu
Bilgi Yayınevi, 568 sayfa
Basım Yılı: 2010

Doğunun kraliçesi Antakya… Suyuyla/yaşamıyla oynanmış, onuru kırılmış bir ırmak; bir Hint fakiri kadar ince, onun kadar yoksul görünüşlü, onun gibi dünya üstüne çok şey bilen Asi… Bu coğrafyada yaşamını kuran Ömer Azmi Asiyel ailesinin üçüncü kuşağını soluksuz kılan bulanık, belirsiz, gizlerle dolu bir geçmiş… Kusursuz bir kurgu, güçlü ve zengin bir dil, şaşırtan bir gözlem gücü, olağanüstü tanımlamalar.
 

10. Cennetin Kayıp Toprakları

Aile Konulu  Romanlar

Yavuz Ekinci
Doğan Kitap, 348 sayfa
Basım Yılı: 2012

Yaşadıkları coğrafyanın acılarına hapsolmuşların, aile olmanın ölümcüllüğünü taşıyanların ve cennetin gelmesini yüzyıllarca bekleyenlerin hikâyesi…Yara! Ben derisi yüzülmüş bir yarayım. Seksen yıldır yüreğimde açılan bu yara bugüne kadar ne iyileşti ne de kabuk bağlayabildi. Bu yara öyle bir yara ki, kabuk bağlayıp iyileşeceğine, her geçen gün biraz daha derinleşip büyüdü. Yara büyüdükçe ben küçüldüm, ben küçüldükçe de yaram büyüdü. Öyle ki upuzun ömrümün sonunda ben bu yaradan ibaret kaldım. Yara! Kapkara bir yara! Bugüne kadar hiç kimseye bu yaramdan bahsedip anlatmadım. O uğursuz geceden beri yaram hep içe doğru derinleşip kanadı. Ama artık ne bu içe doğru kanayan yarayı saklayacak dermanım kaldı ne de onunla mezara gidecek takatim.Yavuz Ekinci, ikinci romanında, tarihimizin ve coğrafyamızın güneydoğusundan, yüz yıla yayılan hayatlar anlatıyor: Yerinden yurdundan edilmiş, dilinden, dininden, kimliğinden, insanı insan eden her şeyden yoksun bırakılmış Almastların ve onların aynı yazgıyı bu kez başka bir bilinmeyen dilde okumak zorunda bırakılmış oğullarının ve torunlarının öyküsünü... Cennetin kayıp topraklarını...

11. Kuşlar Yasına Gider

Türk Edebiyatında Aile Konulu Romanlar

Hasan Ali Toptaş
Everest Yayınları, 250 sayfa
Basım Yılı: 2016

Pırıl pırıl ışıyan Türkçesiyle Hasan Ali Toptaş, Kuşlar Yasına Gider'de romancılığına yeni bir boyut katıyor: anlatmıyor, söylemiyor; nefeslendiriyor.

Kadirşinas otlarının mırıltısını, of dememenin ilmini, eldeyken kıymetini bilmenin erdemini, ömürden giden günlerin sabrını okudukça zihnimiz, gönlümüz havalanıyor.

"Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır" sözü yankılanıyor kulaklarımızda.

Kuşlar Yasına Gider; atların koşması kadar doğal, kaleme iç çektirecek kadar merhametli bir roman.

"Toptaş'a yazarlık adeta bahşedilmiştir." ANDREW RIEMER, Sydney Morning Herald

"Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen bir mazot kokusuydu babam, kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve az evvel dediğim gibi, gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü."


12. Osman

Türk Edebiyatında Aile Konulu Romanlar

Ayfer Tunç
Can Yayınları, 504 sayfa
Basım Yılı: 2020

Her şey olmak isterken hiçbir şey olamayan, gün gün, adım adım hem servetini hem kendini tüketen bir adamın, Osman'ın hikayesi bu roman.

Pahalı markaların, lüks yaşamın gösterişine dalıp bir kültürün, bir sınıfın yok oluşunu, kendileri de o kültürle birlikte yok olmalarına rağmen fark edemeyen bir kuşağın çarpıcı hayatını anlatıyor Ayfer Tunç.

Müzik stüdyolarından, araba galerilerinden, marinalardan geçip kapak kızlarının sert gerçekliğine çarpan. bir hafriyat kamyonunun gece yarısı yapayalnız bir adama çarptığı gibi çarpan bir hikaye.

Osman, uzun bir döneme yayılan eşsiz kurgusuyla edebiyatımızın en görkemli eserlerinden biri olmaya aday.

Kapak Kızı'nı ve Yeşil Peri Gecesi'ni dinledik.
Şimdi söz sırası Osman'da.

Bugün ayın kaçı, günlerden ne, berbat pansiyonların berbat odalarında çile doldurduğum kaçıncı gün, bilmiyorum. Zaman bir yerde koptu gitti, geceyle gündüzü ayırt etmem bile zaman alıyor artık, zaten bir önemi de yok. Beş parasızım, perişan haldeyim. Yarın ne yapacağım, nasıl sürecek bu yaşam, bilmiyorum. Allah'ım ben bu hale nasıl geldim? Düştüğüm bu halin sorumlusu kim?     


Diğer  Edebiyat Yazıları

Benzer Yazılar

Edebiyat 8684004464654355586

Yorum Gönder

emo-but-icon

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Son Yorumlar

item