En Çok Satan Kitaplar - Mayıs 2020
2020 yılı Mayıs ayında en çok satan kitaplar arasında zirvede bulunan kitap Jose Saramago'nun "Körlük" kitabı.
Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi.
Körlük, ürkütücü bir roman, beklenmedik bir felaketi yaşayan bir toplumun nasıl çöktüğünün, nasıl bencilleştiğinin ve değer yargılarını yitirdiğinin hikayesi. Konusunun ürkütücülüğüne rağmen olağanüstü bir şiirsellikle anlatılmış bu unutulmaz roman, usta yazarın belki de en etkileyici yapıtı.
En Çok Satan Kitaplar -Mayıs 2020 |
Mayıs 2020'de en çok satan kitaplar arasında bulunan bir diğer kitap ise Brezilyalı yazar Jose Mauro de Vasconcelos'un 1968'de yayımlanan Şeker Portakalı adlı eseri, yalın anlatımı ve çarpıcı hikayesiyle dünya edebiyatının unutulmaz başyapıtları arasında yer alıyor. Yazarının hayatından izler taşıyan eser, bir çocuğun iç dünyasından yola çıkarak tüm insanlığa acıyla yoğrularak olgunlaşmanın ağırlığını duyumsatıyor.
Can Yayınları, 152 sayfa
İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok 1984 adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır. 1940'lardaki 'reel sosyalizm'in eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatında 'yergi' türünün başyapıtlarından biridir. Hayvan Çiftliği'nin kişileri hayvanlardır.
George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıkça görülecektir. Öbür kişiler bire bir belli olmasalar da, bir diktatörlük ortamında yer albilecek kişilerdir. Romanın alt başlığı Bir Peri Masalı'dır. Küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.
4. Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
İlber Ortaylı, yediden yetmişe herkesin faydalanacağı, bilge şahsiyetinden ve yaşam tecrübesinden süzülen tavsiyelerden oluşan bir eserle karşımızda. İlber Hoca bu kitapta, bir insanın, çocukluktan itibaren hayatın hemen her alanında ihtiyaç duyacağı çözümleri nasıl bulabileceğini örnekler vererek anlatıyor. “Herkes kendi talihinin mimarıdır” sözünü hatırlatarak, kendi yolunu çizmenin ne anlama geldiğini tüm kritik noktalarıyla yorumluyor.
Victor Hugo, 1829 yılında yayımlanan Bir İdam Mahkumunun Son Günü'nü yazdığında 26 yaşındaydı. Genç yazar, ölüme mahkûm edilen bir insanın son gününü büyük bir ustalıkla anlatarak kamu vicdanını etkilemeyi ve idam cezasına karşı bir protesto hareketi başlatmayı amaçlamış, başarılı da olmuştur. Bugün dünyanın birçok ülkesinde idam cezası yürürlükten kaldırılmışsa, böylesi bir cezanın hem trajik hem de insanlık dışı yanını daha XIX. yüzyılın ilk yarısında gözler önüne seren Hugo’nun bunda hiç de azımsanmayacak bir payı olsa gerek.
Şiirleri, oyunları, Sefiller ve Notre-Dame’ın Kamburu gibi yapıtlarıyla Romantik dönem Fransız edebiyatının en saygın yazarlarından biri olan Victor Hugo’nun bu romanının bir başka önemli özelliği de, bir tür “zihinsel otopsi” niteliği taşımasıdır..
“Sineklerin Tanrısı başlangıçta, ıssız bir adaya düşen
çocukların serüvenlerini anlatan, küçükler için yazılmış bir öykü, R.M.
Ballantyne’ın Mercan Adası’nın çağdaş bir uygulaması sanılabilir. Hatta
Golding, kendine özgü buruk alaycılıkla, okuyucunun bu sanısını pekiştirmek
istercesine, Sineklerin Tanrısı’nın başlıca iki kişisine Mercan Adası’ndaki
çocuklardan aldığı Ralph ve Jack adlarını verir. Mercan Adası’nda Ballantyne,
oldukça duygusal ve biraz da bön bir iyimserlikle, gemileri battıktan sonra
Pasifik Okyanusu’nda ıssız bir adaya sığınan üç İngiliz gencinin, Büyük
Britanya uygarlığının oldukça başarılı bir küçük örneğini nasıl yeniden
kurduklarını anlatır. Golding’in Sineklerin Tanrısı’nda da bir mercan adası ve
İngiliz çocuklar vardır. Ama altı ile on iki yaş arasında olan bu çocuklar,
gelecekteki atom savaşı sırasında, güvenilir bir yere götürülmek üzere
bindikleri uçak bir saldırıya uğradığı için bu mercan adasına düşmüşlerdir. Ve
bu mercan adasında olup bitenler, Ballantyne’ın romanında olup bitenlere hiç mi
hiç benzememektedir…
Suudi Arabistan sermayesinin katkılarıyla bir “siyasal
İslam” organizasyonu kuruldu.
Bu örgüt/organizasyon gelişti, büyüdü, çeşitli kollarıyla ağ gibi ülkemizi sarmaladı. Kadrolar yetiştirdi, kurumlara sızdı, bürokrasiye yerleşti, parça parça devleti ele geçirdi ve en sonunda “tam iktidar” oldu. Uzun yıllardır da Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetiyor.
Şimdi ise onların çocukları, tıpkı 1950’li ve 60’lı yıllarda babalarının dedelerinden devraldığı gibi, bu organizasyonu babalarından devralmaya hazırlanıyor.
Birinci kuşak oluşturdu, ikinci kuşak büyüttü, üçüncü kuşak ise günümüz Rabıta’sını kurarak hanedanlaşmaya hazırlanıyor.
Kısacası MTTB’den TÜRGEV’e uzanan bu “Sarmal”, cumhuriyetimizi dönüştürüyor.
9. Simyacı
Bu, kahramanlarla hainlerin, tarihin akışını değiştiren vizyonerlerle fırsatları tepen basiretsiz liderlerin kitabı değil. Küçük Buzul Çağı, Fiyat ve Sanayi devrimleri, Aydınlanma, Atlantik Üçgeni, Büyük Kırılma, Hümanizma, muhayyel cemaatler, Protestan Etiği gibi birçok kavramın havada uçuştuğu sayfalarımızda kopuşları değil, devamlılıkları göreceksiniz. Tarihi bir anda değiştiren olayların aslında semptomlarını kaplumbağa hızıyla gösteren süreçlerin birer sonucu olduğunu fark edeceksiniz.
Herkesin hafife aldığı şu grotesk tarih kortejinin birbirinden ilginç kahramanlarının yaratacağı hafif bir tebessümden ve sıra dışı anekdotların verdiği şaşkınlıktan daha fazlasını hedefliyoruz: Okuyucunun geçmişini ve bugününü daha iyi kavrayıp geleceğini daha iyi planlamasını sağlamak ve ona entelektüel bir derinlik kazandırarak daha kaliteli bir yaşam sürmesine yardımcı olmak.
Emrah Safa Gürkan’ın mizahla zekâyı buluşturduğu Bunu Herkes Bilir, hangi yaşta olursa olsun kendini geliştirmek için öğrenmeye zaman ayıranların zevkle okuyacağı bir başucu eseri…
1. 2019 Yılında En Çok Satan Kitaplar
2. Dünyada En Çok Satan Kitaplar
3. En Çok Satan Kitaplar - Şubat 2020